3 Şubat 2017 Cuma

OSMANLI SİZE ANLATILDIĞI GİBİ DEĞİLDİ

Bu yazıyı birçok kaynaklardan faydalanarak derledim. Ve hep yaptığım gibi beş yaşında çocuğun anlayacağı sade bir dille yazdım.

Ne ben, ne de sizler, hiçbirimiz Osmanlı döneminde yaşamadık.

Nasıl bir toplumdu? Yani büyük bir imparatorluk olmanın dışında günlük hayatta neler yaparlardı? Ekonomisi nasıldı? Bunları bilmek için kaynaklara baktım. Osmanlı bize anlatıldığı gibi şahane miydi? Nasıldı? Okuyunca "Osmanlı torunuyum" diye caka satanlar Osmanlı İmp. öyle şahane, cennet gibi bir yer olmadığını anlayacak. Zır cahil, acımasız, hurafelerle, karı dedikodularıyla yönetilen, maymunların idam edildiği, üretim olmayan, halkın sefil olup ikide bir isyan ettiği, tek yapılanın başka ülkeleri işgal etmek olduğu, ineklerin, koyunların sayılıp; kadınların nüfus sayımına dahi alınmadığı bir toplumdu. ( Hâlâ övüneceklerse, Osmanlı padişahlarının karıları hep Hristiyan Bulgar, Rus, Yunan, Sırp, İtalyan vs. kanı taşıdığından,  %50 o ülkelerin ve Hristiyanların torunuyuz diye övünsünler hiç olmazsa gerçekçi olur.) 


PADİŞAHLAR DAHA 
ÇATAL, BIÇAK KULLANMAYI BİLMİYORLARDI

Çatal, bıçak kullanarak yemek yemeye "Gavur icadı" diyorlardı. Padişah 2. Mahmut' a kadar hepsi elle yemek yiyorlardı. Tabii vatandaşlar da. 2. Mahmut  neyse ki, yenilik yanlısı biriymiş de, sayesinde çatal, bıçak kullanmaya başlamışlar!

Bu da o konudaki kaynak:



OSMANLI, DAHA ATATÜRK DÜNYAYA GELMEDEN
İFLAS ETMİŞTİ


Osmanlı, üretmeyen bir toplumdu. Batı ülkelerinden aldığı borçları ödeyemiyordu. 
Bir süre sonra borçların faizlerini bile ödeyememeye başladı. Osmanlı devleti mali olarak İFLAS etti.  Yıl 1881. (Bak: Muharrem kararnamesi.)  Mustafa Kemal daha anasının karnından doğduğunda Osmanlı çoktan iflas bayrağını çekmişti.

kaynak 1
kaynak 2
kaynak 3


Ta 1954 yılına kadar (çoğunuzun annesi, babasının hatta anneannesinin, teyzesinin doğduğu yıl) Osmanlı'nın BORÇLARINI ödedik.

Sadece  Türkiye değil Suriye, Irak, bir dolu ülke de Batı ülkelerine Osmanlının borçlarını ödedi.(Bak: Düyun-u Umumiye).

  KARDEŞ, EVLAT, TORUN DEMİYOR KATLEDİYORLARDI

Bilmeyenler Muhteşem Yüzyıl gibi TV dizileri sayesinde öğrendiler. Padişahlar öz çocuklarını, öz torunlarını, öz kardeşlerini taht için BOĞDURUYORLARDI.  Normal vicdana ,  dine sahip bir insan için torun evlattan bile daha sevilir. Torunun tadı başkadır denir. Ama padişahlar şakır şakır torunlarını boğdurtuyordu. Taht için gözleri öz evlatlarını da görmüyordu. Topkapı Sarayı'ndan bir gecede 17 minik tabut çıkmıştı. Kimi şehzadeler 

"Ya abim beni boğdurursa, ya babam beni boğdurursa" 

korkusundan psikolojileri bozulmuş, paranoyak olmuş, argo tabirle kafayı yemiş, genç yaşta delirmişlerdi. Öyle ya, sürekli "Ya beni boğdururlarsa?" korkusuyla yaşanır mı yahu? İnsan delirir. 


  KÖLELİK VARDI

Osmanlı sarayında padişahların seks ihtiyaçları için Batı ülkelerinden zorla kaçırılmış güzel kızlar seks kölesi olarak Harem'de tutuluyordu. Şanslı olanlar ileride padişahın gözdesi oluyordu. Çoğu Sırp, Rum, Bulgar, İtalyan, Rus vs. asıllıydı. Hiçbiri Türk değildi. 

Harem'deki kadınların hizmeti için uşaklık yapması için Afrika ülkelerinden ZORLA kaçırılmış zenci köleler vardı. Bu zavallıları bir de zorla hadım ediyorlardı. O dönemde anestezi olmadığından İLKEL koşullar ve İstanbul'a gelmeden Afrika'dayken  yapılan bu hadım etme işleminde zavallıların yarısı ölüyordu.


HALK ÇOK YOKSULDU

Anadolu halkı perişan, yoksul, okuması yazması yok, sürünüyordu.  (Bizlere ne ilkokulda, ne lisede, Osmanlı'da halk nasıl yaşıyordu hiç anlatmadılar, gizlediler.  Hangi tarih kitabında vardı Aristokrat sınıfın saraylarda, kasrlarda, köşklerde, konaklarda gününü gün ettiği. Anadolu halkı patates, soğan, lahana ekiyor sarayın aristokratlarını besliyordu. E, nazenin prensesler, sultanlar tarlada çalışacak değil ya? 

Halk o kadar yoksuldu ki,  isyan ediyorlardı ama bir işe yaramıyordu.  Ağır vergilerle halkın iliğini kemiğini sömürüyor, sürekli oraya, buraya savaş açıp askere alıyorlardı, halk o yüzden sürekli isyan ediyordu, (Bak: Celali isyanları), padişahlar da isyan eden halkı öldürüp kuyulara atıp (Bak: Kuyucu Murat paşa adı nereden geldi?) bu sorunu çözüyordu. (Tüm imparatorluklarda da öyle değil midir? Fransa'da aristokrat sınıf "Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler" derdi, Çarlık Rusya'sında ise Rus köylüsü sefaletten inim inim inliyordu, devrim boşuna yapılmadı. İnsanlar "asalet, asillik" palavralarından bıkmıştı. Eşitlik gibi kavramlarla tanıştılar. Ne yazık ki, hala birileri "Ay ben asilim, aristokratım, filan adayı bana verin pis avamlar" demeye başladı. :))) E, birileri onlara bu gazı veriyor. Gaz vere vere uçan balon gibi uçmaya başladılar:)))

 TÜRK'Ü SEVMEZ, AŞAĞILAR, HOR GÖRÜRLERDİ

Türk olmak hor görülen bir şeydi. Sarayda yaşayan padişahlar Türk kızları ile evlenmez, Macar, Rum (Yunan), Yahudi, Rus, Bulgar, İtalyan ne kadar Türk olmayan kadın varsa onlarla evlenirdi. 

"Osmanlı'daki Arap, devşirme sevdası, Türk düşmanlığı hakkında Hüsnü Merdanoğlu'nun kitabı ve diğer kaynaklar için bak:  şuradan   Tarihçi, İlber Ortaylı da Osmanlı'da özellikle Türkmenlerin sevilmediğini ve bu yüzden Kıbrıs'a sürüldüğünü belirtmiştir. 

Osmanlı - Türklük - Türk düşmanlığı konusunda iyi bir yazı alttaki linkte: 




HALK ZIR CAHİL VE ACIMASIZDI



Osmanlı'da toplum o kadar zır cahildi ki, cehalet insanın acıma hissini de öldürür.  Padişahlar kendi evlatlarını, torunlarını öldürecek kadar acımasızken, vatandaşlar da acımasızdı. Bugünkü pet shoplara benzer dükkanlarda satılan şempanzeler, maymunlar  satılırdı. Sırf cehaletten ve akılları fikirleri bacak arasında olan tiplerin bir söylentisiyle; "Dul kadınlar bu maymunları alıp evlerine götürürler, ilişkiye girerler" gerekçesi daha doğrusu dedikodusuyla, dükkanlar basıldı ve zavallı maymunlar idam edildi. :(  Kimsenin ahı kimsede kalmaz lafına yürekten inanırım. Bıraktım o hadım edilen zavallı zencileri,  şu zavallı maymunların ahı bile Osmanlı'nın çökmesine yetmiştir.



osmanlı hadım zenciler ile ilgili görsel sonucu
Temsili resim: Reşad Ekrem Koçu



- Osmanlı döneminde yapılan köpek katliamı.  :(

Hayırsızada Köpek Katliamı

2. kaynak


Bazen yazdığım/alıntı yaptığım linkler kayboluyor; tıklayınca bu sayfa kaldırılmış uyarısı filan çıkıyor, o yüzden üç ayrı link, üç ayrı kaynak gösterdim. Hem de kimisi tek kaynakla yetinmez, 'yalan' diyebilir. Oysa bu Osmanlı döneminde yaşanmış gerçek çok acı bir olaydır. Okumaya yürek dayanmaz. :( 

OSMANLI CENNET GİBİ BİR YER DEĞİLDİ

Osmanlı'yı Cennet gibi lanse ediyorlar.  Matrix filmindeki gibi 'hap' yutturuyor ve pembe bir tablo çiziyor. Oysa okuma yazma oranı 2 -3 olan, zırcahil, zırcahil olduğu için de yapılan kötülüklere ses çıkartmayan, asalak bir imparatorluktu, tüm imparatorluklar gibi sonunda çürüdü ve yok oldu.

Ancak kitle psikolojisi öyle bir şey ki, yalanlara inanmayı tercih ederler. Gerçekleri ne kadar yazsanız da, yalana o denli sıkı sarılırlar. Bu da maalesef bilimsel bir gerçekmiş. Çünkü insan beyni ona söylenilen 'pembe' yalanlara inanmaya meyillidir. "Baban katil" deyin birine, reddedecektir beyni, kabullenmeyecektir, inkar edecektir, karşısına babasının cinayet işlerken videosunu koysanız bile "montaj' diyecektir. Osmanlı hayranlığı buna benziyor.


ANASINDAN EMDİĞİ SÜT BURNUNDAN GELDİ SÖZÜNÜN KAYNAĞI:
BEBEK ŞEHZADENİN BOĞULARAK ÖLDÜRÜLMESİ

Bilindiği üzere Fatih Sultan Mehmet "kardeş katlini" yasallaştırmıştı. Osmanlı'da tahta çıkacak olan padişah kardeşlerini acımadan öldürtürdü. Celllatlar boğardı.
 
İşte bunlardan bir tanesi Karadeniz Gazetesi'nde anlatılmış: KAYNAK


DEMOKRASİ YOKTU


Osmanlı'da demokrasi yoktu. Padişahın astığı astık, kestiği kestikti. Bağımsız yargı yoktu. Onun bunun dedikodusu, iftirasıyla padişah gün geliyor  en güvendiği sadrazamının veya öz oğlunun kafası kestiriyordu. Bildiğiniz tek adam diktatörlüğüyle idare ediliyordu.

OKUMA YAZMA NEREDEYSE SIFIRDI

- Osmanlı'da okuma yazma oranı % 2 - 3 idi.  Kısaca, Osmanlı toplumu ZIR CAHİLDİ. Saraylarda, köşklerde, konaklarda yaşayan elit tabakanın dışında çoğunluk okur yazar değildi. Kara cahildiler. Dolayısıyla "bir gecede cahil kalmadık".  Zaten cahildik.  Tam tersine Atatürk'ün harf inkilabı sayesinde halk okuması, yazması çok zor olan Arap harflerinden kurtulup, daha kolay olan Latin alfabesiyle  süratle okuma yazma oranı arttı.) Mesela rahmetli babam, dayım, dedem hepsi hem eski Türkçe, hem yeni Türkçe'yi bilip, kullanıyorlardı. Hiçbirinden "Bir gecede cahil kaldık" lafı duymadım. Hepsi Atatürk'e minnettardı.


Ve Osmanlı'nın sonunda bize bıraktığı ülke buydu:


osmanlı sevr türkiyesi ile ilgili görsel sonucu



DİNCİLER, PADİŞAH YALAKALARI
DÜŞMANA KARŞI GELDİĞİ İÇİN MUSTAFA KEMAL'İ 
VE ONA İNANLARI SEVMİYORLARDI!

Osmanlı, yukarıdaki haritada gördüğünüz, dört bir yanı Yunan, İngiliz, Fransız, İtalyan askerleriyle kuşatılmışken, Mustafa Kemal Paşa ve ona inanan Anadolu ve Trakya halkının, ona inanan Kazım Karabekir Paşa gibi paşaların, EFELER tarafından kurulan Kuvvayı Milliye'ye destek olmak yerine, onları hain ilan etmişti, Mustafa Kemal Paşa'yı idama mahkum etmişlerdi, şapka takmadı diye asıldı sandıkları sözüm ona din adamları "Yunan'a karşı çıkmak olmaz, Kuvvayı milliyeciler eşkiyadır, çapulcudur" diyorlardı.

İNGİLİZ BELGELERİNDE : VAHDETTİN 'YÖNETİME EL KOYUN' DİYE İNGİLİZLERE YALVARDI



Osmanlı hayranlarına not:

Tüm maddeler için kaynak belirtmeye gerek görmedim. Her okuduğum site için tek, tek kopyala, yapıştır zor oluyor. Tarih okuyun (İlber Ortaylı'yı özellikle öneririm.)hepsi yazıyor. Bir kütüphaneye gidin ansiklopedi okuyun onlarda da yazıyor. İnternette de bu konuda bolca kaynak var. Hepsini tek tek yazmadım. Kısaca bir lafla, bir söylentiyle maymunları bile idam eden, zır cahil bir toplumdu Osmanlı, Atatürk'ün doğduğu yıl 1881' de de mali olarak iflas etmiş, ekonomik bağımsızlığını kaybetmişti yani çökmüştü. Ben normal zekaya ve vicdana sahip biri olarak Osmanlı'nın hayran olunacak hiçbir özelliğini göremiyorum. Tek, tük varsa da (mesela güvercinler için ev yapmak gibi) istisnalar kaideyi bozmaz hatta daha da kuvvetlendirir derler.  Kadınların durumuna hiç girmiyorum bile. (Üç kez "boş ol" denince, kapının önüne konuluyorlardı. Nüfus sayımında insan yerine konulup sayılmıyorlardı bile.) Aristokrasi, asalet vs. ye gelince, şahsen ruh asaletinden başka asalete inanmam ve  gün gelecek İngiltere, Hollanda, Norveç gibi ülkelerdeki temsili aristokrasi ve krallıklar da son bulacak hiç kuşkunuz olmasın.

Ünlü romancımız Ahmet Haşim'in  cumhuriyet öncesi Anadolu'yu kitabında anlatıyor:

"Halk sağlıksız, frengili, veremli, parazitli, topal, sakat çok, evler leylek yuvası gibi...."



Faydalanılan  diğer kaynaklar:

Osmanlı'da halk ayaklanmaları

Celali isyanları


Velhasıl, normal zekada her insan dünyada teknoloji, bilim, kültür kısaca uygarlık değiştikçe, krallıkların, imparatorlukların, prensliklerin, velihatlıkların, tek adamlığın, babadan oğula padişahlığın yok olduğunu geriye sadece İngiltere, Hollanda, Norveç, İsveç gibi minik ülkelerin 'sembolik' krallıklarının kaldığını bilir.  

Rusya'da Çarlık, Fransa'da Krallık nasıl son bulduysa Osmanlı da son bulacaktı. Babadan oğula daha ne kadar devam edecekti ki?  Her dönemin bir başlangıcı, bir sonu vardır. Belki 100 yıl sonra ülkeleri insanlar değil bilgisayarlar, biyonik insanlar, robotlar yönetecek. 

Geçmişe saplantılı şekilde takılıp kalmak sağlıklı bir duygu değildir. Tamam vaktiyle bir Osmanlı varmış, iyisiyle, kötüsüyle yaşanmış, bitmiş diyeceksiniz o kadar. Yok yeniden Osmanlı olalım! Yok yeniden Rus Çarı olsun! Yok yeniden Fransa'ya imparatorluk gelsin! Bunlar sağlıklı kafa yapılarının söyleyeceği şeyler değil. 

Ne mutlu bize ki, bitmiş tükenmiş, işgal edilmiş, ordusu bozulmuş, ekonomisi çökmüş bir ülkeden, bir cumhuriyet meydana getiren Atatürk'ümüz var. 

Bakın yıl olmuş 2020. Hâlâ cinci hocalar, üfürükçüler, Fethullah Gülen gibi sümüklü mendili koklanan hocalar, şeyhler, şıhlar var. Kemal Sunal filmlerinde vardı böyle üçkağıtçı sahtekarlar. 
Kadınların göbeğine yazarlar, çoluk çocuğa tecavüz ederler, din maskesiyle holdingler, dernekler (vardı ya İhlaszedeler! Gurbetteki vatandaşları dolandıranlar hatta intihar edenler oldu)ile dünyanın malını götürürler.  İşte Osmanlı da böyleydi. 

Velhasıl Osmanlı sadece sarayda, kasrlarda, köşklerde yaşayan kaymak tabaka için şahaneydi, halk sefil, halk okuma yazması yok, üstbaş yok, iliğine kadar sömürülüyordu, o zamanlar Facebook, Twitter yok isyan ederlerse de silahla bastırılıyordu. 

Sadece Osmanlı değil, saraylardan yönetilen tüm saltanatlar, Çarlıklar, krallıklar da öyleydi. Çarlık Rusya'sında çar ailesi, soylular, prensesler saraylarda bir eli yağda, bir eli bağda, dans ederken, Fransa'da krallar, kraliçeler aynı şekildeyken, halk inim inim inliyordu, açtı aç! O yüzden de zamanı gelince hepsi saltana karşı isyan etti, devrim oldu ve yıkıldılar. Çar ailesi kurşuna dizildi, krallar, kraliçeler giyotine gitti, bir tek bizdeki devrimde saltanat mensupları öldürülmedi. Bu konuda dünyada tekiz.

Hani Twitter'da, Facebook'ta "Osmanlı" rüyası gören, arabasının camına Osmanlı tuğrası yapıştıranlar var ya, sanki Osmanlı döneminde yaşasalar Yıldız Sarayı'nda, Dolmabahçe Sarayı'nda ya da kaç dönüm bahçeli köşkler, kasrlarda, etraflarında cariyeler, lalalar, uşaklar, aşçılarla yaşayacak, sadrazam filan olacaklar! Sen Osmanlı döneminde sıradan bir vatandaş olunca acaba nasıl yaşayacaktın bir de onu düşün. İkidebir haydi padişah sefere çıkıyor (çünkü üretim yok)filan ülkeye askere aldık seni! O seferde ölmezsen, ötekinde garantisin. Ev kadınıysan kocan üstüne 3 eş alabilir, canını sıkarsan üç kez "Boş ol" deyip seni kapının önüne koyardı. Şahitlik filan yoktu, kadınsan nüfus sayımında bile sayılmıyordun. Okuma yazma? Peh!   

Kısaca ya böyle  Osmanlı rüyası gören cinci, üfürükçü, şeyh, şıhlarla yönetileceksiniz. Televizyonda Palu ailesi gibi herkes birbirini büyü, cin, minle korkutup cinayet dahil her türlü suç, ahlaksızlık içinde yaşayıp, üüüüü beni kandırdılarrrrr! Cinler diye kandırdı beniii! Büyü diye kandırdı beniiii! diye tv programlarında salyasümük ağlaşıp hapsi boylayacaksınız. 


Ya da laik, Atatürk ilkeleriyle yaşayacaksınız. Bir Norveç, bir Fransa gibi olacaksınız. Birbirini boğazlayan Orta Doğu ülkeleri gibi değil.  Kimse sizi, çoluğunuzu çocuğunuzu  in, cin, büyü, muskayla korkutamayacak Seçim sizin.